Üretmek, bir toplumun kalıcılığını ve devamlılığını sağlar. Bununla birlikte üreten toplumlar modern ve gelişmiş toplumlar olma yolunda ilerler. Üretim iş gücünden ziyade ülkenin elinde bulundurduğu doğal zenginliklerle gerçekleşirse amacına ulaşır.
Türkiye'de yerli malının üretilmesi ve kullanılması için kapsamlı çalışmalar yapılmaktadır. Devlet politikaları ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri kapsamında yerli malı üretimi ve tüketimi bir farkındalık oluşturmak için bölgeden bölgeye çalışmalar yapılarak gerçekleştirilmektedir.
Toplumsal farkındalığın oluşması ve yeni nesillerin yerli ve milli üretimin farkında olup, planlamalar yapması için başta okullar olmak üzere bütün eğitim ve öğretim kurumlarında yerli malı haftası kutlanır.
Yerli malı haftasında ev yemeklerinin yendiği beslenme saatlerinin dışına çıkılarak daha geniş ufuklu yerli üretimin fikirsel, zihinsel ve duygusal boyutları ele alınmalıdır.
Maddi ve manevi üretim sahalarının ülke sınırları içinde tamamen milli birlik ve beraberlik duygularıyla kullanılması yerli malı haftasının nihai hedefidir.
Özel Eğitim Öğretmenleri ve öğrencileri olarak yerli malı üretiminin ve tüketiminin önemine binaen Yerli Malı Haftasını özellikle de okullarda bu haftanın kutlanması çocuklarımızda yerli malın ne kadar önemli olduğunu , tutumluluğun milletimize ne kadar fayda sağlandığı öğretilmeye çalışılmakta ve bu şekilde öğrenciler yerli malı ile ilgili bilgilendirilmeye ve bilinçlendirilmeye çalışılmaktadır . Çocuklar ilk olarak bireysel çabaları ile tasarruf yapmayı öğrenecek , daha sonra ise toplumsal çıkarlar da göz önünde bulundurularak tasarruf sağlanacak ve bu şekilde ülke ekonomisi korunacak ve daha zengin hale getirilmeye çalışılacaktır. Bu yüzden biz yetişkin insanlar da milli ekonomimizin gelişmesi için tasarruf yapmasını bilmeliyiz . Her şeyin yerli olmasına dikkat etmeliyiz ve milli ekonomimize katkı sağlamalıyız .
Bu anlamlı etkinliğimiz için özel eğitim öğrencilerimize ve özel eğitim sınıfı öğretmenlerimiz Mehtap Aktaş, Kübra Nur Durmuş, Sadık Çınar, Emine Köse, Naciye Karataşoğlu ve Adalet Arslantaş'a teşekkür ederiz.