6. Sınıf öğrencileri ,Türkçe öğretmenimiz Nesibe Gökmen'in seçkisiyle bu yıl içinde 27 farklı kitapla buluştular. Farklı karakterler okudular farklı olaylara tanıklık ettiler yeni dünyalara yelken açtılar, masal diyarlarda dolaştılar.
Biz de okuma becerileri dersinde öğrencilerimizden bu diyarlarda onları en çok etkileyen sahneleri canlandırmalarını istedik. Ortaya oldukça esprili görüntüler çıktı. "Dedemin Bakkalı, Masal Masal İçinde, Sadako, Bunun Adı Findel" en çok tercih edilen kitaplar oldu.
Bu güzel canlandırma çalışmasını yapan sevgili öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Fatma DURNA KIRCI'ya teşekkür ederiz.
En sevdiğiniz sporcu kim?
Şahika Encümen mi?, Fernando Muslera mı, Mehmet Okur mu?
5. Sınıfların Sağlık ve Spor Temasında " Sevdiğiniz Sporcunun Hayatı ve Başarıları" konulu bir sunum hazırladık ve sunumlarımızı arkadaşlarımızla paylaştık. Bu sayede hem sevdiğimiz sporcuları daha yakından tanıdık hem de biyografi türünü gözden geçirdik.
Başarı öykülerinden ilham alan öğrencilerimiz de kendilerindeki potansiyeli harekete geçirmek için oldukça heveslendiler.
Etkinliğimizi yapan sevgili öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Elvan DİZVAY'a teşekkür ederiz.
Eğitim öğretim dönemi boyunca en çok kitap okuyan 5.sınıf öğrencilerimiz ile Kızılay'da bulunan Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi'ni ziyaret ettik.
Öğrencilerimiz ilk olarak kütüphane kuralları ve ödünç alma işlemleri konusunda bilgi aldı sonra kütüphaneyi gezdi.Ardından süreli yayınlar bölümünden aldığımız dergilerle kütüphane bahçesinde okuma saati yaptık.
Gezimiz boyunca bizi en iyi şekilde ağırlayan ve küçük hediyeler ile öğrencilerimizi mutlu eden kütüphane görevlilerine misafirperverlikleri için teşekkür ederiz.
Yıl boyunca en çok kitap okuyan 5. sınıf öğrencilerimizi tebrik eder, bu anlamlı hediye ile öğrencilerimizi ödüllendirerek geziyi düzenleyen Türkçe öğretmenimiz Nihan TÜMER'e teşekkür ederiz.
May
Hangimiz bir komşumuzun kapısını çalıp da ağrı kesici istemedik ki? Bu masum gibi görünen isteğin başımıza ne işler açacağını anlatan "Bilinçsiz İlaç Kullanımı" izleme metnini izledik önce. Sonra da ilaçların nasıl geliştirildiğini ve üretildiğini araştırıp arkadaşlarımıza hazırladığımız içerikleri sunduk.
Özellikle ilaçların gönüllü denekler üzerinde denenme kısmı hepimizi biraz ürküttü. Sonra da dörderli gruplara ayrıldık ve her gruba sağlıkla ilgili bir atasözü verdik. Öğrencilerimiz de verilen atasözlerine uygun dramalar yazıp yazdıklarını canlandırdılar. Sağlık konusunu enine boyuna işlemiş olduk.
Bu güzel etkinliğimizi yapan sevgili öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Elvan DİZVAY'a teşekkür ederiz.
Atasözleri, geçmişten günümüze gelen uzun deneyimlerden yararlanarak oluşturulan ögğut veren ve yol gösteren kalıplaşmis sözlerdir.
Her biri yaşanmış olaylar karşısında çıkarılıan derslerden oluşur .
5/F sınıfı öğrencileri de bu yaşanmışlıkları kendince yorumladı. Ortaya eğlenceli bu güzel sahneler çıktı.
Bu güzel atasözleri drama etkinliğini yapan sevgili 5/F sınıf ıöğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Fatma DURNA KIRCI'ya teşekkür ederiz.
May
Bütün bir yıl öğrendiğimiz bilgileri hem hatırmalamak, hem de unutmamak icin. 5 /G sınıfı öğrencileriyle küçükk bir yarişma düzenledik .
Birçok aşamadan oluşan labirentte ilerleyebilmek için geçiş noktalarındaki soruları yanıtlamak ve geçiş kartlarını almak yeterli.
Labirentin sonundaki Bilgecan Dede'nin bilmecelerini cevaplayabilen herkes patlattığı balondan çıkan sürprizlerle labirenti tamamlar.
Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin yarıştığı eülenceli mini maratonumuzla hem yarıştık, hem eğlendik, hem de öğrendik.
Bu eğlenceli, bir o kadar öğretici etkinliği hazırlayan 5 /G sınıfında okuyan sevgili öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Fatma DURNA KIRCI'ya teşekkür ederiz.
Güle güle bayılır Çocuklar bu oyuna, bilmem hiç gittiniz mi Karagöz oyununa? Geleneksel oyunlarımız dan Hacivat-Karagöz oyunu okulu okulumuzda gösterimi yapılarak öğrenciler tarafından yoğun ilgiyle izlendi.
Kültürümüzü tanımak,kültürümüze ait geleneksel oyunlari izlemek,hızla her şeyin tüketildiği çağımızda geçmiş ile geleceğimiz arasında kültürel faaliyetlerimizin aktarılmasina tanıklık etmenin bilincini idrak eden öğrencilerimizden oyun tam puan aldı.
Hacivat karakterini canlandıran öğrencimiz Emirhan BAYSAL´a,Karagöz karakterini canlandıran öğrencimiz Furkan ÇELİK´e,gösterinin sunuculuğunu yapan Gökhan TAŞÇI´ya ve bu güzel gösterinin sunulmasına önderlik eden Türkçe Öğretmenimiz Esin YILMAZ´a teşekkür ediyoruz.
Gösterimizin kısa filmi için aşağıdaki linki tıklayınız.
Gölge oyunumuz Hacıvat Karagöz bir zamanlar toplumun en önemli eğlencesiydi. Eskiden ramazan gecelerinde mutlaka ramazan eğlencesi yapılır, büyük bir sabırla beklenen iftar topu atıldıktan sonra iftariyelikler sofraya gelirdi. İftar yemeğini yiyen herkes doğruca Karagöz ve Hacıvat gösterisi seyretmeye giderdi. Önce perde arkasındaki ışık yanar, nâreke zırıltısı ve tef velvelesi ile göstermelik kalktıktan sonra Hacıvat Çelebi şarkı söyleyerek gelir ve "Ne olur şu dört köşe perdede bana da bir kafadar olsa ah bana bir eğlence medett amannnnnnnnnnnnnnn amannnnnnnnnnnnnnnn " diye Karagözü çağırmaya başlardı. Ve tabii herkes kahkahaları patlatırdı. Muhavere denilen Karagöz ve Hacıvat´ın atışması bittikten sonra fasıl bölümü başlar, bu bölümde oyunun akışına göre Zenne , Çelebi , Tuzsuz Deli Bekir , Beberuhi , Tiryaki , Acem , Laz , Matiz , Zeybek gibi tipler perdeye gelirler, oyunlarını oynarlar ve sonunda bir çengi ya da köçek çıkarak seyircileri eğlendirirlerdi.
Tabii ki sünnet düğünü denilince de akla hemen Karagöz Hacıvat oyunu gelirdi. Karagöz Hacıvat gösterisi yapılmayan bir sünnet düğünü gelen davetlilerden tam not alamazdı. Şeyh Küşteri´den beri deriden yapılan ve kök boya kullanılarak boyanan tasvirler hayali´nin elinde can bulurdu.Karagöz oyunları tabii ki sadece ramazan eğlencelerinde veya sünnet düğünlerinde oynatılmazdı, Karagöz sanatımız hayatın her alanıyla öylesine iç içe geçmişti ki Karagöz´ü günlük hayatın her alanında görmek mümkündü. Örneğin hemen hemen her evde Karagöz Hacıvat oynatılırdı, kim mi oynatırdı; tabii ki anneler, babalar, nineler, dedeler "Karagöz´üm sütünü içtin mi, yok içmedim, ama sütünü içersen daha akıllı olursun, daha çabuk büyürsün Karagöz" gibi.. Günümüzde de anne babaların evlerinde karagöz oynatmalarını diliyoruz ve elimizden geldiğince bunu teşvik etmeye çalışıyoruz.
Türkçe dersini eğer sıkıcı dilbilgisi kurallarından ibaret sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz! Dersimizde yeri geliyor bir müzik aleti çalıyoruz, yeri geliyor ünlü bir matematikçinin biyografisi hakkında konuşuyoruz. Bazen uzaya giden bir aracın içinde hayal ediyoruz kendimizi, bazen de ilhamı hiç eksik olmayan bir şair oluveriyoruz. Bazen renkli boya kalemleriyle çizdiğimiz bir karikatürde iki cümle ile anlatıyoruz sayfalara sığmayacak fikirleri, bazen de Mimar Sinan´ın ustalık dönemi eserlerinin içinde buluveriyoruz kendimizi. Değerlerimizi unutmuyor Aşık Veysel´i , Barış Manço´yu , Neşet Ertaş´ı anıyoruz. Disiplinler arası ilişki kuruyor, her konuda fikir sahibi oluyoruz.
Biz Türkçeyi değil, hayatı öğreniyoruz.
Sevgili öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkürler.
Okuma-yazma öğrendigimizden beri ilk öğrendiğimiz konulardan biridir büyük harflerin yazımı. Ama her ne hikmetse cümleye büyük harfle başlanması gerektiği bile zor kavranır bazen öğrencilerimiz tarafından. Belki de hata bizdedir. Kurallar öğrencilerin bir kulağından girip diğerinden çıkıyordur. Biz de bu sefer farklı bir teknik deneyelim dedik. Büyük harflerin doğru ya da yanlış yazıldığı cümleleri kağıtlara yazıp zarflara yerleştirdik. Her öğrencimize bir zarf dağıttık. Öğrencilerimiz kendi zarfında yazan cümlede hata olup olmadığını inceledi, varsa yanlış dedi; yoksa hiç yorulmadı kağıdı zarfa aynen yerleştirdi. Zarfları topladık. Hepsini tek tek açıp inceledik. Kuralları da böylece gözden geçirdik. Bu arada büyük harfleri de küçük görmemeyi artık öğrendik.
Derslerinde farlı teknikler kullanarak,ilginç hale getiren Türkçe öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a ve sevgili öğrencilerimize teşekkür ederiz.
Kış aylarında sofralarımızın vazgeçilmez çorbalarından olan tarhananın öyküsünü merak ettiniz mi?
Dilimize Farsçadan geçmiş bir kelime olan tarhana Orta Asya, Balkanlar ve Anadolu'da çeşitli yapım şekilleriyle farklılıklar gösteren besleyici bir gıdadır. Tarhana çorbası çok eski geleneklerimizden biridir. Türkiye' de de yörelere göre farklı tarhana hazırlama biçimleri görülür. Ana malzemesi olan yoğurdun çeşitli malzemeler eklenerek kurutulması ile elde edilir. Yurdumuzun birçok yöresinde tarhana yapılmakta hatta Maraş tarhanası ihraç edilerek ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.
Milli Kültürümüz teması içinde yer alan Tarhananın Öyküsü adlı metnimizi işlerken sınıfımızda öğrencilerimizle birlikte tarhana çorbası pişirdik. Çok lezzetli, eğlenceli güzel bir öğrenme oldu.
Bu lezzetli etkinliğimizi yapan öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Nesibe GÖKMEN´e teşekkür ederiz.
ÇOCUK GÖZÜYLE DEYİMLER VE ATASÖZLERİ 3 BOYUTLU MAKET YARIŞMASI ÖDÜL ALAN ESERLER VE SAHİPLERİ ;
1)İLAYDA DAĞLI (5/D) (EŞEĞİNİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLAMAK)
2)ESMA NUR TÜRK (5/E) (ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ)
3)HIZIR ARDA GÖKDEN (5/E) (ÖĞÜT ALMAK)
MANSİYON) ENES ÇETİN (5/A) (DOLAP ÇEVİRMEK)
ÇOCUK GÖZÜYLE DEYİMLER VE ATASÖZLERİ RESİM YARIŞMASI ÖDÜL ALAN ESERLER VE SAHİPLERİ ;
1)BENAN MİNA MUTLUOĞLU (6/E) (GÖZ BEBEĞİ)
2)ZÜLBİYE BAYRAM (6/D) (GECEYİ GÜNDÜZE KATMAK)
3)AÇELYA SİNOPLU (6/G9) (AĞZINDAN GİRİP BURNUNDAN ÇIKMAK)
MANSİYON) PINAR KARA (6/A) (BOYNU KILDAN İNCE)
Çocuk gözüyle deyimler ve atasözleri sergimizin birbirinden güzel tüm eserleri bizim gözümüzde birinci olmuşlardır. Sergiye katılan eser sahibi öğrencilerimize teşekkür ederiz.
Sergi esnasında öğretmen, öğrenci ve velilerimiz en çok beğendiği eserleri seçerek oy kullandılar. Yapılan değerlendirme sonucunda sıralama yukarıdaki gibi oluşmuştur.
Değerlendirme sonucu ödül alan öğrencilerimizi tebrik ederiz.
Serginin ve çalışmaların organizasyonunu yapan, bu harika eserleri bizlerle buluşturan Türkçe öğretmenlerimiz Nihan TÜMER ile Nesibe GÖKMEN´i tebrik eder ve teşekkürlerimizi sunarız.
Gerçek bilgi kaynaklarımız kütüphanelerimizdir.
Milletleri ilerleten ve yükselten, zengin kitaplıklardır. (H.Flecher)
Kütüphaneler olmasaydı, ne mi olurdu? Geçmişimiz ve geleceğimiz hiç olurdu. (Ray Bradbury)
Kitapların olmadığı bir dünya düşünülemez. Eğitimin, bilimin, sanatın temeli kitaba dayanır. Kuşkusuz çoğu kişinin kendi evinde kitaplığı vardır, ama buradan sadece kendisi ve yakınları, tanıdıkları yararlanabilir. Oysa kütüphanelerden çok geniş kitlelerin yararlanma imkânı vardır. Üstelik böyle bir özel kitaplığa sahip olan kimsenin de kütüphanelere ihtiyacı vardır. Çünkü özel bir kitaplık asla kütüphanelerin zenginliğine erişemez.
Günümüzde uygarlık çok gelişmiştir. "Radyo, televizyon, bilgisayar, internet" gibi iletişim ve bilgilenme araçları çok gelişmiştir. Ne kadar gelişse, yaygınlaşsa da bunların hiçbirisi kitabın yerini tutamaz. Zaten dünyanın en gelişmiş ülkelerinde kitaba, kütüphaneye olan ilginin azalmaması, hatta artması bunun delilidir. Bu gerçeğin bilincindeki Türk Kütüphaneciler Derneğinin girişimleriyle 1964'ten bu yana mart ayının son pazartesi başlayan hafta "Kütüphaneler Haftası" olarak değerlendirilmektedir. Hafta boyunca okullarda, görsel ve yazılı basında kütüphanelerin önemi anlatılır. Bu konuya halkın dikkati çekilir. Kütüphaneler hakkında bilgi verilir. Haftanın amacı öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini arttırmak, öğrencilerin kitaplardan daha çok yararlanmalarını sağlamaktır.
Biz de bu amaçla okulumuz öğrencileriyle Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi´ne bir gezi düzenledik.
Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi ilk olarak 25 Temmuz 1922'de Maarif Vekaleti´nin alt katındaki odalarda hizmet vermeye başladığını, 26 Temmuz 1922 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde "Maarif Umumi Kütüphanesi" başlığı altında kütüphanenin açılışının halka bildirildiğini, 1985 yılında Milli Kütüphanenin kurucusu Adnan Ötüken´e ithaf edilerek adı Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi olarak değiştirildiğini, kütüphanenin 56.000 üzerinde cilt kitap ve süreli yayından oluşan koleksiyonu ile Türkiye'nin en büyük halk kütüphanelerinden biri olduğunu öğrendik.
Geliniz kütüphanelerimize ziyaretleri çoğaltalım, çocuklarımızı, gençlerimizi kitaplarla tanıştıralım, beyinlerimizi ve gönüllerimizi kitaplarla geliştirelim, zenginleştirelim, onlarla yolumuz açılsın; ufkumuz, gönlümüz zenginleşsin...
Öğrencilerimizin ufkunu açan, bu güzel geziyi düzenleyen Türkçe Öğretmenimiz Nesibe GÖKMEN´e ve geziye katılan sevgili öğrencilerimize teşekkür ederiz.
Biyografi yaşadıkları dönemin siyasal, toplumsal etkinliklerine katılmış ya da çalışma ve buluşlarıyla dönemlerini etkilemiş kişilerin yaşam öyküsüdür.
5/D sınıfı öğrencileri Bilim ve Teknoloji temasında yer alan bilim insanlarından Türkiye´nin ilk uçak tasarımcısı Vecihi Hürkuş´un ,
Türkiye´nin ilk kadın arkeoloğu Jale İnan´ın , ilk kadın tıp doktoru ve tıp eğitimi veren kadını olan Safiye Ali´nin ,
Türk tarih profesörü Halil İnalcık´ın matematikçi Cahit Arf´ın , İslam tarihi , bilim ve teknoloji alanlarında çalışan akademisyen Fuat Sezgin´in,
Türkiye´nin ilk açık hava müzesini kuran arkeolog Halet Çambel´in ve moleküler biyolog, biyokimyager ve Nobel ödüllü profesör Aziz Sancar´ın biyografilerini sundular.
Bu güzel çalışmalar için sevgili öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.
Ock
Türkler ilk çağlardan bu yana birçok milletle komsuluk yapmis,yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuştur. Bu alısverislerden birisi de Türk kahvesidir. 14. yüzyılın başlarında keşfedilen bu kahve muazzam kokusu ve tadı sayesinde Etiyopya´dan tüm dünyaya yayilmayi basarmistir. Türkler tarafından bulunan yepyeni bir hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek "Türk kahvesi" adini almistir. Kendine özgü tadı, özellikle köpüğü , kokusu ve sunumu ile özgünleşmiş, gelenek haline gelmiştir.
Kahvenin gündelik hayatımızda nasıl büyuk bir etki yaptığını belki de en iyi kullandığımız atasözleri göstermektedir:" Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardir.", "Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane."
Gelenek ve göreneklerimizin güzel sunumunu yapan sevgili öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.
Ock
Kişilerin resmi makamlara ya da özel kurumlara istek veya şikayetlerini bildirmek için yazdıkları tarihli, imzalı ve adresli yazılara dilekçe denir.
Arzuhalci ise para karşılığı dilekçe yazan kişidir.
Eskiden insanlar istek ve şikayetlerini yazıya dökemediklerinden bu işi arzuhalciler yapıyordu. Fakat arzuhalciler artık belleğimizde tatlı bir anı olarak kaldı. Çünkü biz dilek ve şikayetlerimizi rahatça ifade edebilir hale geldik.
Bir başkasının bizim için dilekçe yazmasına ihtiyaç duymuyoruz.
Hayatın içinden karelere yer verilen bu etkinliğimizi yapan öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.
"Zamirler Zarf İçinde"
Zamirler ismin yerini tutar
Dörde ayrılır bu "ADIL"lar
Ben, sen, o; biz, siz, onlar
"Kişi" zamirleridir işte bunlar
"İşaret" zamirleridirler
Bu, şu, o; bunlar, şunlar onlar
Ötekiler, berikiler
Kimi, çoğu, birkaç, bazı
"Belgisiz" olmaya çoktan razı
Tabi sonunda bir "Soru"muz olacak
İsmin yerini soruyla tutacak
Kim, ne, hangisi, nereye…
Dil bilgisi konumuz olan "zamir" leri pekiştirmek amacıyla bir yarışma düzenledik. Öğrenciler kura ile çektikleri cümleleri uygun zarflara yerleştirebilmek için birbirleriyle yarıştılar. İlk önce bitiren zile basarak doğru bildiği cümleler sayısınca puan aldı. Öğrencilerimiz bu etkinlikte eğlenerek ne kadar öğrendiklerinin farkına vardılar.
Bu harika etkinliği düzenleyen sevgili öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Nesibe GÖKMEN´e teşekkür ederiz.
Ock
Günlük olaylarla ilgili olarak kamuoyunu biilgilendirmek amacıyla kaleme alınan yazılara haber metni denir.
Biz de dersimizde haber metinlerini bilgi düzeyinde işlemek yerine onları haber bültenlerindeki gibi sunmaya karar verdik.
Sabah haberleriyle güne merhaba dedik. Öğle bülteniyle gündemin öne çıkan başlıklarını inceledik. Ana Haber Bülteni ile gündemi sarsan olayları ve son dakika gelişmelerini takip ettik. Muhabirlerimize baplanıp sokağın nabzını tuttuk.
Geride güzel bir anı bırakarak bu konuyu da öğrenmiş olduk.
Bu eğlenceli çalışmayı yapan yetenekli öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.
Atasözleri ve deyimler milli kültürümüz açısından büyük önem taşır. Çünkü bunlar bizim geçmişten günümüze kadar toplumsal yaşamımızın da bir parçası olmuştur. Atasözleri ve deyimler bizlere ışık tutan, yol gösteren kılavuzlardır. Ayrıca dilimiz için önemli bir zenginlik kaynağıdır. Öğrencilerimizin de bu kıymetli kültür hazinelerimizi somutlaştırıp öğrendiklerini kalıcı hale getirirken bu güzel maketleri ortaya çıkardılar.
Bu güzel etkinliği yapan sevgili öğrencilerimize, ve Türkçe Öğretmenimiz Nihan TÜMER´ e teşekkür ederiz.
Atalarımızın gözlem ve tecrübelerinden süzülüp gelen bizlere öğütler veren atasözlerimizin ve anlatımı çekici kılan, kolaylaştıran deyimler günlük konuşmalarımızın vazgeçilmezidir. Geçmişi binlerce yıl önceye dayanan dilimizin bu iki zenginliğini öğrencilerimizin daha yakından tanıması için onlardan üç boyutlu maketlerini yapmalarını istedik.
Öğrencilerimiz hayal güçlerinin sınırlarını zorlayarak bu güzel eserlari ortaya koydular.
Bu muhteşem çalışmaları yapan sevgili öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Nihan TÜMER´e teşekkür ederiz.
Ara
Akıl oyunları odamızın temelini sınıflarımızda atıyoruz.Türkçe dersimizin okuma saatine ayrılan bölümünde öğrencilerimiz hem kitap okuyor, hem de akıl oyunları oynuyorlar.Bu sayede analitik düşünme becerisini de kazanmış oluyorlar.
Akıl oyunları etkinliği ile öğrencilerimizin sahip oldukları zeka potansiyellerinin farkına varmalarının sağlanması, sahip oldukları potansiyelinin geliştirilmesi, karşılaştıkları problemler karşısında orjinal ve yeni çözüm yolları geliştirmeleri, pratik düşünmeleri, sorun durumunda doğru karar vermeleri gibi bir dizi beceri ve yeterliliğin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Birçoğumuz ders kelimesinden, birşeylere çok çalışıp aklımızda kalmasını sağlamak şeklinde anlamlar çırarıyoruz.Bu şekilde düşünmemizin sebebi de eğitim sistemimizin daha çok ezbere dayalı olmasıdır.Bu yüzden çocuklar, ders çalışmak veya ödev yapmaktan pek hoşlanmayabiliyor.Aslında öğrenmenin en iyi yolu ezberlemek değil; hızlı ve ve mantıklı bir şekilde akıl yürütmektir.Zeka oyunları ezbere dayalı değildir.Bu yüzden akıl yürütme becerisine sahip olan çocuklar hem hayatın sunduğu problemlere karşı hem de ezberci eğitim sisteminin sunduğu problemlere karşı daima çözüm arayışı içinde olurlar. Daha da önemlisi, çözüm üretebilecek potansiyele ulaşırlar.
Öğrenciler zeka oyunları ile bireysel çlışmalar ve grup çalışmalarında kendi yetenekleri ve potansiyellerini daha iyi tanıyacak, geliştirecek ve özgüvenlerini arttıracak, başarı için sistemli ve disiplinli çalışma alışkanlıkları kazanacak ve başarısızlık halinde yılmadan alternatif çözümler ve stratejiler oluşturma tutum ve davranışlarını geliştireceklerdir.
Bu güzel etkinlikleri yapan 7. sınıfı öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Yasemin METİN´ e teşekkür ederiz.
Ben deyimim. Bireden fazla sözcükle; hoş,ince bir benzetmeyle ve belli kalıplar içinde ortaya konan söz birimleriyim.
Benimle sevinenlerin etekleri zil çalar, çalışanların ekmeğini taştan çıkarır, benimle zorlaşan işler sarpa sarar.
Geçmişten bugüne ulaşan bir mirasım.
5/D sınıfı öğrencileri de bana, bu mirasa, sıkı sıkıya sarıldılar. Kartlarımı inceleyerek beni tahmin etmeye çalıştılar.Ortaya da bu görüntüler çıktı.
Etkinliğimizi yapan kıymetli öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.
Ara
Akıl oyunları odamızın temelini sınıflarımızda atıyoruz.
Türkçe dersimizin okuma saatine ayrılan bölümünde öğrencilerimiz hem kitap okuyor, hem de akıl oyunları oynuyorlar.
Bu sayede analitik düşünme becerisini de kazanmış oluyorlar.
Bu güzel etkinlikleri yapan 7/F sınıfı öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Yasemin METİN´ e teşekkür ederiz.
" 500 yıl öncesinden gelen misafirlerimiz var"
Geleneksel kültürümüzün orta oyunu ne meddah ile birlikte en önemli köşe taşlarından biri olan Karagöz ve Hacivat oyunları günümüzden yüz yıllarca önce ortaya çıkmış,insanları eğlendirirken düşündürmüş, zaman zaman toplumsal bilinç oluşmasında öncü bir rol oynamış gölge oyunudur.
5/A sınıfı da bu kültürü tanıtmak ve yaşatmak için onlara yeniden hayat verdi ve çok eğlendirdi.
Geleneksel kültürümüzü yansıtan bu güzel etkinliği hazırlayan "5/A SINIFI ÖĞRENCİLERİMİZE" ve Türkçe öğretmenimiz NİHAN TÜMER´e teşekkür ederiz.
Yüzyıllar boyunca hem yetişkinlerin hem de çocukların eğlence ve eğitim amacıyla seyrettiği Hacivat ile Karagöz oyunları aynı zamanda bir değer aktarımı ve karakter eğitimi aracıdır.
Hacivat ile Karagöz oyunlarında dostluk, saygı, sevgi, yardımseverlik, dayanışma, duyarlılık,dürüstlük, misafirperverlik gibi birçok değerin alktarımı yapılmaktadır.
Biz de bu oyun ile nezaket ve görgü kurallarını eğlenerek öğrendik.
Bu eğlenceyi gösteriyi hazırlayan öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.
Kas
Geleneksel Türk Tiyatro´sunun en önemli öğelerinden biri olan gölge oyunu yüzyıllar önce ortaya çıkmış ve insanları güldürürken düşündürmeyi amaçlamıştır.
Toplumsal bilinç oluşturulmasında öncü bir rol oynayan gölge oyununu oynatmak da izlemek de ayrı bir mutluluk.
Biz de 5/F ve 5/G sınıflarında kurduğumuz perde de Karagöz-Hacivat gölge oyununu oynatarak bu eğlenceye ortak olduk.
Bu anlamlı etkinliği düzenleyen 5/F ve 5/G sınıfı öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Fatma DURNA KIRCI´ya teşekkür ederiz.
Bir veteriner ya da mikrobiyolog olma fikrinin size neden her zaman çekici geldiğini bir düşünün… Ya da peyzaj mimarı, belki de öğretmen olarak hayatınızı ne kadar mutlu sürdüreceğinizi…
İş hayatında mutlu olmanın en büyük kriteri, kendinizi iyi tanıyıp iş seçimini buna göre yapmanız. Benliğinizi reddedip onu seçtiğiniz mesleğe uygun bir şekle sokmaya çabalamaktansa, yapacağınız işi kişiliğinize göre seçmeniz sizi çalışma hayatında çok daha mutlu ve tatmin edecek. Karakterinizin mutlu bir kariyer yolunda kilit faktör olduğunu asla unutmayın!
Biz de doğru meslekleri daha iyi tanımak için meslekler atölyesine gittik.Öğrencilerimiz polis,avukat, itfaiyeci, aşçı,asker, madenci gibi meslekleri deneyerek kendilerini keşfetmeye çalıştılar. Öğrencilerimize hayatta mutlu olmak için sevdiğin mesleği yapmaktan geçtiğini anlamalarını sağladık...
Bu anlamlı etkinliğe katılan öğrencilerimize ve gezi ve etkinlik organizasyonunu düzenleyen Türkçe öğretmenimiz Yasemin METİN´ e teşekkür ederiz.
Türkçe ve okuma becerileri dersinde öğrencilerimize okumayı sevdirmek ve okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla öğrencilerimizin ilgisini çekebilecek, zevkle okuyacakları, seviyelerine uygun kitaplar aldık.
Yıl boyunca öğrencilerimiz bu kitapları dönüşümlü olarak okuyabilecek ve sene sonunda sınıfında en çok kitap okuyan öğrencilerimize ödüller verilecek.
Öğrencilerimiz yıl boyunca bu etkinlik sayesinde kitapların büyülü dünyasında yolculuğa çıkacak.
Bu güzel etkinliği düzenleyen Türkçe Öğretmenimiz Nesibe GÖKMEN´e ve çalışkan öğrencilerimize teşekkür ederiz.
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır.
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.
Can kafeste durmaz uçar,
Dünya bir han, konan göçer .
Ay dolanır yıllar geçer.
Dostlar beni hatırlasın.
Aşık VEYSEL
Okulumuz 7/B sınıfı öğrencileri doğumunun124. yılında halk ozanı Aşık Veysel´i unutmadı!
Türk halk müziğinin mihenk taşı, Türkiye´nin en büyük ozanlarından Aşık Veysel Şatıroğlu. 124 yıl önce bugün dünyaya gelmişti.
Ölümsuz eserleriyle doğum gününde büyük ustayı rahmatle ve saygıyla anıyoruz..
Bu güzel günü bize yaşattıkları için 7/B sınıfı öğrencilerine ve Türkçe öğretmenimiz Esin YILMAZ´a teşekkür ederiz.
Ekm
OKUMA BECERİLERİ DERSİNDE HAZIRLADIĞIMIZ TELEVİZYON EKRANINDAN HABER SUNMANIN KEYFİNİ TATTIK.
ÖĞRENCİLERİMİZ KENDİ İLGİ ALANLARINA UYGUN HEBER METİNLERİ SEÇİP EN ETKİLİ NASIL SUNABİLECEKLERİ ÜZERİNDE HAZIRLIKLAR YAPTILAR.
HAZIRLADIĞIMIZ KARTONDAN TELEVİZYON EKRANINDAN SUNUM YAPAN ÖĞRENCİLER YAPARAK YAŞAYARAK ÖĞRENMENİN KEYFİNE VARDILAR.
ETKİLİ OKUMANIN METNE GÖRE FARKLILAŞALABİLECEĞİNİ DENEYİMLEYEREK GÖRDÜLER.
ÇALIŞMAYA ÖNDERLİK EDEN TÜRKÇE ÖĞRETMENİMİZ FATMA DURNA KIRCI´YA VE ÇALIŞKAN ÖĞRENCİLERİMİZE TEŞEKKÜR EDERİZ...
TÜRKÇE DERSİNDE KELİME DAĞARCIĞIMIZI TABU OYUNUYLA ZENGİNLEŞTİRİYORUZ. HEM EĞLENİYORUZ, HEM DE ÖĞRENİYORUZ.
TÜRKÇE ÖĞRETMENİMİZ ELÇİN DEMİRLİOĞLU´NUN ÖĞRENCİLERİ İLE HEM EĞLENDİREN HEM ÖĞRETEN ETKİNLİĞİ..
SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİMİZE VE TÜRKÇE ÖĞRETMENİMİZ ELÇİN PEHLİVANOĞLU DEMİRLİOĞLU´NA TEŞEKKÜR EDERİZ.