Gördün de beni bendettin,
Ne suçum görüp aman terk ettin,
Ağyar ile ülfet ettin,
Ne suçum görüp aman terk ettin!
Ooof, hay Hak!
Diyelim bu gece de Mevla'm işimizi rast getire.
Yar bana bir eğlence medet!
Kande varsa âşık-ı biçare cananın arar,
Dert ile bimar olan elbette dermanın arar.
Aman bana bir eğlence yar hey!
Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır. Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Rivayete göre Hacivat ve Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, camiin vaktinde bitmemesinden dolayı Karagöz ve Hacivat'ı şikâyet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır.
Hacivat'ın asıl adının Hacı İvaz olduğu söylenir. Hacivat karakteri düzeni temsil eder. Nabza göre şerbet verir. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Az buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever. Perdeye gelen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz'ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar.
Oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusu Karagöz'dür. Okumamış bir halk adamıdır. Hacivat'ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz ya da anlamaz görünüp, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacivat ile alay eder. Her işe burnunu sokar, her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir. Hacivat'ın bulduğu işlere girip çalışır. Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Ve Karagöz'de böyle tanınır.
Hacivat ve Karagöz oyunundaki diğer karakterler kısaca şunlardır: "Zenne, Hikmet Ağa, Tuzsuz Deli Bekir, Arap, Frenk, Zeybek, Tiryaki, Çelebi, Arnavut, Beberuhi."
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta, kuklalar da biz
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
Geleneksel Türk Tiyatrosu'nda gölge oyununu olarak bilinen Karagöz ve Hacivat' ı unutmamak ve yaşatmak adına 5/F sınıfı öğrencilerimizle kurduğumuz perdede "Öyle Denmez" metnini canlandırdık. Hem eğlendik hem öğrendik.
Bu güzel etkinliğimizi yapan çalışkan öğrencilerimize ve Türkçe öğretmenimiz Nesibe Gökmen'e teşekkür ederiz.
Yüzyıllar boyunca hem yetişkinlerin hem de çocukların eğlence ve eğitim amacıyla seyrettiği Hacivat ile Karagöz oyunları aynı zamanda bir değer aktarımı ve karakter eğitimi aracıdır.
Hacivat ile Karagöz oyunlarında dostluk, saygı, sevgi, yardımseverlik, dayanışma, duyarlılık,dürüstlük, misafirperverlik gibi birçok değerin alktarımı yapılmaktadır.
Biz de bu oyun ile nezaket ve görgü kurallarını eğlenerek öğrendik.
Bu eğlenceyi gösteriyi hazırlayan öğrencilerimize ve Türkçe Öğretmenimiz Elvan DİZVAY´a teşekkür ederiz.