Özel öğrencilerimizin o minicik dudaklar, titrek seslerle duyulan, görülen, yaşanılan yangın, sel, deprem, tayfun, tsunami gibi doğal afetler detaylı bir şekilde anlatır. Fakat bu acılar Kızılay'ın Hızır gibi yetişmesiyle sarılır, titrek sesler güçlenir, karagün dostu Kızılay, anlatıldıkça anlatılır.
*Nerede bir deprem, yangın, sel gibi bir olay olsa, çadırı ile battaniyesi ile, yiyeceği ile doktoru, hemşiresi ile orada.
*Acıları dindirmek, yaraları sarmak için çırpınan Kızılay orada
*Yoksul, kimsesiz, bakılmaya muhtaç kişilerin karınlarını doyurmak için aşevleri açan Kızılay orada
*Bulaşıcı hastalıkları önlemede, aşısı ile doktor, hemşiresi ile Kızılay orada
*Savaşta ve barışta gezici ve geçici hastaneler kurarak yaralıların yarasını sarmada, dertlere derman olmada Kızılay orada
*Dar günde, acı günde, zor anlarda hep Kızılay yardıma koşar. O anlatılmaz da kim anlatılır? Cana can katan, hastaya ilaç, aça aş, yaralıya kan veren Kızılay nasıl anlatılmaz.
Bu anlamlı etkinliği yapan sevgili öğrencilerimize ve özel eğitim öğretmenlerimiz Sadık Çınar,Mehtap Aktaş, Kübra Nur Durmuş ve Emine Köse'ye teşekkürler.